Son zamanlarda en hızlı gelişen sektörlerin başında ekran endüstrisi geliyor. Tüplü ekranlara veda etmemizin üzerinden çok zaman geçmedi fakat bu kısa süre içinde 4K, OLED veya Curved gibi birçok yenilikle tanıştık bile. Şimdilerdeyse ekran sektöründe yeni bir devrimden bahsediliyor. Katlanabilir ekran üreten şirketlere her geçen yıl bir yenisi katılıyor. Televizyon, telefon, tablet ve bilgisayar gibi birçok sektörü yakından ilgilendiren bu teknolojiyi yakından incelemeye ne dersiniz?
Tüplü ekranlardan düz ekranlara, LCD’lere, LED ekranlara ve en son olarak OLED ekranlara geçiş yapmamız sadece on yıl kadar sürdü. Kısa sürede yaşanan bu hızlı değişimin altında, özellikle akıllı telefonlar sayesinde ekranların çok geniş bir kullanım sahasına kavuşması ve bu sayede bolca finansman desteği alan bir sektör haline gelmesi yatıyor. Hızla artan ekran çözünürlükleri ve gittikçe daha kompakt ve güçlü ekranlar üretilebilmesini sağlayan üretim teknikleri sayesinde altın çağını yaşayan ekran sektörü, bir yavaşlama sürecine girdiğinin sinyallerini veriyor olabilir.
Uzun zamandır ekranların geleceği olarak lanse edilen katlanabilir ekran konseptlerini görüyoruz. Ancak fuarlarda büyük şovlar eşliğinde sergilenen bu katlanabilir ekranların ne zaman süre üretime geçeceğini kimse bilmiyor. Katlanabilir ekranların ekran sektörünün yeni bir dönüm noktası mı, yoksa tıkandığı nokta mı olacağını daha iyi anlayabilmek için önce bu ekranlarında altında yatan teknolojiye bir göz atalım.
Nedir bu katlanabilir ekran?
İlk olarak işin en temeline inerek başlayalım ve ekranını tanımını yapalım. Bizler genel olarak görüntü akışının gerçekleştiği cam yüzeye ekran diyoruz, fakat teknik olarak bu cam veya plastikten yapılan yüzeyin altında yer alan ve görüntüyü oluşturmaya yarayan ince tabakaya ekran deniyor. Yani bir telefonun veya televizyonun tam anlamıyla katlanabilir olabilmesi için diğer materyallerin de katlanabilir olması gerekiyor.
Yani katlanabilir ekranların da çevresinde kullanılan materyallere göre sınıflanan farklı çeşitleri mevcut. Bunlardan ilki sert plastik veya cam ile çevrelenmiş ancak aynı “curved” ekranda olduğu gibi bu materyalin içine belirli bir kıvrım verilerek yerleştirilmiş ekranlar. Bu tür ürünler teknik olarak katlanabilir bir ekrana sahip olsalar da, ürünün kendisinin katlanabilir olduğunu söylemek yanlış olacaktır. Geçtiğimiz dönemlerde tanıtılan Samsung Galaxy Round ve LG G Flex gibi telefonlar tam olarak bu kategoride yer alıyor. Belli bir açıda bükülmüş ekranlar görüntü kalitesini ve kullanıcı deneyimini geliştirebilmek için faydalı olsalar da bu, telefonları rulo yaparak çantanıza atabileceğiniz anlamına gelmiyor.
Samsung Galaxy Round
Bir diğer kategori ise katlanabilir ekranların bu kez daha esnek materyallerle kaplanması yoluyla elde edilenler. Bükülebilen olarak niteleyebileceğimiz bu tür ekranlar belli oranlarda katlanabilseler de, bu üzerlerinde kullanılan materyallerin esneme katsayısı ile sınırlı. Bu tür ürünleri kafanızda canlandırabilmenin en iyi yolu kredi kartı benzetmesi olacaktır.
Katlanabilir bir ekranı kısım kısım sert materyaller ve arada kalan boşlukları da esnek materyallerle kaplarsanız bir diğer katlanabilir ürün kategorisini elde etmiş oluyorsunuz. Ürünün tasarımının izin verdiği şekillerde katlanabilen bu kategoriyi örnek olarak Lenovo‘nun konsept telefonu CPlus‘ı gösterebiliriz. Bir laptop gibi katlanarak kapanabilen telefonlar, eski kapaklı telefonların nostalji olduğu bugünlerde heyecanlı bir fikir gibi duruyor.
Lenovo CPlus
Son olarak ise katlanabilir ekranların kutsal kasesi sayılan bükülebilir, katlanabilir ve hatta kıvrılarak rulo haline getirilebilir ekranlar kategorisini sayabiliriz. Bu tür ekranları çeşitli firmaların lansmanlarında görmüş olsak da, henüz bu türden bir konsept ürünle bile karşılaşmadık. Bu kategorideki ekranların en basitinden hassaslığını bile düşünürsek, seri üretime geçtiklerini görmek için daha uzun yollar kat edilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
