Birinci Dünya Savaşı sırasında uçaklar gözetim ve keşif amaçlı kullanılıyordu. İkinci Dünya Savaşı öncesine ise uçakların yerdeki hedefleri bombalama ya da havadaki diğer uçakları vurma gibi saldırı görevleri yapabileceği anlaşıldı.
İngiltere, Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru savaşın kaderini değiştirdiğini fark ettiği uçaklar için bir savunma mekanizması geliştirmeye karar verdi. Henüz teknolojinin neredeyse var olmadığı o yıllarda, bu görevi üstlenmek üzere “Ses Aynası” adı verilen bir araç kullanmaya başladılar.
Ses Aynaları günümüzde kullanılan radarların antenlerine benziyor ancak yapımlarında malzeme olarak beton ve çelik kullanılıyordu.
Görevleri yaklaşan düşman uçaklarını tespit etmekti.
İlkel görünebilirler ancak düşman uçağının hangi yönden yaklaştığını tespit etme konusunda başarılı oldular.
İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan ses aynaları, yaklaşmakta olan düşman uçaklarının gürültü düzeylerini yükseltiyor ve ses dalgalarını kavisli yüzeylerden yansıtarak odak noktalarını tespit ediyorlardı. Böylece yaklaşan uçağın yönü kolayca tespit edilebiliyordu.
Bu ses aynası 8 metrelik yükseliği ve 60 metrelik genişliği ile kullanılan en büyük ses aynasıydı.
İlk ses aynası 1920’lerin sonlarına doğru, İngiltere’nin güney kıyısındaki Hythe’de kuruldu. Bu bölge Fransa’ya giden ticari uçakların uçuş yolundaydı ve ses aynalarının test edilmesi açısından mükemmel bir noktaydı. Yapımında çelik ve beton kullanılan ses aynaları 6 ila 9 metrelik değişen yüksekliklere sahipti. 1930’a gelindiğinde 8 metrelik yükseklik ve 60 metrelik genişliğe sahip altıncı ve son ses aynası kuruldu. Bu ayna 20 mil uzaklıktaki bir uçağın geldiği yönü tespit edebiliyordu.
Ses aynaları, günümüzde Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere tarafından kullanılan savunma sisteminin birer anıtı olarak duruyorlar.
Bugün kullanılan radarların temeli ise 1935 yılında atıldı.